Koyboy colorado çölünde atıyla yorgun argın giderken birden bire nereden geldiği belli olmayan bir sesle irkilir.
- '' DUUR'' şasıran kovboy etrafına baksada kimseyi göremez. gaipten gelen bir sesdir bu. az sonra tekrar aynı ses,
- '' ATINDAN İN VE KUREĞİNİ AL'' der. şaşıran kovboy korku içinde emre itaat edip atından ıner ve kureğını atının arka tarafında çekıp alır. bu arada etrafına bakmayı ıhmalde etmez ama koca colde kimseler yoktur. az sonra o uğultu şeklindeki gürleyen ses tekrar duyulur.
-'' SOLA DOĞRU YİRMİ ADIM AT'' kovboy aynen denileni yapar. yapar ama korkudan ne yapacağını bılememektedırde. Adımları sayar ve durur. birazdan, o ses... -'' ORAYI KAZ HEMEN''der
kovboy kazmaya basşar. Az sonra kureğıne bir şey takılır. biraz daha kazar ve bir sandık görür...
-'' SANDIĞI ÇIKART ORADAN'' denileni yapar hemen -'' AÇ ONU'' diye gürler o ses yine kovboy sandığın kilidini kırar ve içini açar. oda ne içi, çil çil altın dolu. ne yapacağını şaşıran kovboy etrafına bakar bakar ama kimseyi göremez. şaşkınlığını üzerinden atamadan o ses yine gürler,
-'' HEMEN ATINA BİN VE DOĞRU LAS VEGASA GİT'' der. bir robot gibi emre itaat eder ve hemen sandığı atının arkasına bağlar ve şaşkınlık içinde atını Las Vegas'a sürer. Las Vegas'a geldiğinde o ses ...
-'' DUUUR VE SAĞDAKİ KUMARHANEYE GİR'' der
kovboy denileni yapar içeri girer . ve yine o ses -'' RULET MASASINA GİT VE BÜTÜN ALTINLARI SİYAH 5'E OYNA'' der.
kovboy, parlayan gözlerle denileni yapar. masaya yaklaşır ve sandığı herkesin şaşkın bakışları arasında siyah 5'e koyar. rulet dönmeye başlar kovboy kendinden emin olmakla beraber birazda heycanlıdır. top döner, döner,döner ve oda ne?
KIRMIZI 12 . Evet top kırmızı 12' de durur. sessizlik olur kovboy şaşkın etrafına,sağa sola bakarken gürleyen ses....
-'' HASS..R BE'' der.....
Mars'ta Hayat Yok
Temel, marsa gidecek ilk astronottur. 10 milyar dolarlik muhtesem bir uzay gemisi ile giden Temel'den dönüse dek haber alınamayacaktır.
10 yıl sonra geri döndügünde flaslar patlar herkes merakla etrafını sarar: "Marsta hayat var mı???"
Temel omuzlarını silker: "Yok ..." Bilim adamları, basın ve tüm dünya hayal kırıklığı içindedir. Temel'i uçağa bindirip Trabzona uğurlarlar.
Aksam evinde ailesi ile kendi dönüsünü seyreden Temel'in oglu sorar: "Baba hakkaten hayat yok muydu acaba?"
Temel yine omuzlarını silker: "Haçan saat 11 dedin miydu butün tükkanlar kapanii! Sen puna hayat mi diisin?"
Hakan Şükür
Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar :
Bir gün Fatih Terim Rıdvan Dilmen'i Florya tesislerine cağırır ve : -Benim oyuncularım seninkilerden akıllı, der. Bunun uzerine Rıdvan :
-Göster hadi, der. Fatih : -Hakan gel oğum, der. Hakan : -Buyur hocam, der. -Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benimdir hocam, der. -Afferim doğru söylüyormuşsun, der Rıdvan. Fenerbahçe tesislerinde :
-Boliç gel evladım. -Buyur hocam.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Valla bilmem kimdir hocam?
-Bak birde bana soruyor git iki kat antreman yap!!!
Boliç düşünür : -Ulan hocayı kızdırdık bari Rüştü'den öğreniyim.
-Rüştü. -Ne var.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benim.
-Sağol. Boliç koşarak Rıdvan'ın yanına gelir.
-Hocam hocam cevabı buldum.
-Nedir?
-Tabii ki Rüştü'dür hocam.
-Salak herif cevap Rüştü olur mu?
-E peki o zaman nedir?
-Tabiki Hakan Şükür'dür.
Gece Kursu
Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar :
-Gütenberg kim. Biliyormusunuz? -Hayır, der ötekiler. -Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in basım makinasını bulan kişi olduğunu bilecektiniz.... Ya Panmentier'i?
-Hayır, der ötekiler. -Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yaşam boyunca....
İşte ozaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar :
-Oldu, anlaştık! Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Totoche kim biliyormusun?
-Hayır! -Peki öyle ise öğren! Totoche, sen gece kurslarına giderken karınla yatan adam!
Güle Güle
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nın resmi önünde dua ediyor.
-Tanrımın anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver.Güle güle anneanne...
Bir anlam verememiş bu duaya...
Ancak ertesi gün acı haber gelmiş.Anneanne sizlere ömür...
Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada :
-Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Gülegüle büyük baba...
Ertesi gün büyük baba mefta...
Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada :
-Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmip yatmış.Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri...Sapasağlam.
Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor.
-Ne oldu hanım.
-Bizim postacı, demiş hanım. Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!!!!
Trafik Cezası
İki polis otobanda arabayla yavaş yavaş giderlerken bir amcanın eşeğiyle otobanının kenarından giderken görürler ve biraz dalga geçmek için arabayı durdururlar.
Amcacığm senin bu yaptığın yasalara aykırı. Otobana eşekle girilmez. Bu yüzden ceza yazmamız gerekiyor. Cezayı sana mı yazalım yoksa eşeğe mi? Amca düşünmüş ve bana yazın demiş.
Polisler bir daha sormuş ama yine aynı cevabı almışlar. Polisler cezanın neden kendisine yazılmasını istediğini sorunca yaşlı amca;
"Ben bu eşeği ilerde polis yapacağım. Sicilinin şimdiden bozuk olmasını istemem." demiş
Boynuzlar
Bi adamla kadın evlilermiş fakat çocukları olmuyormuş 15 sene sonra kadın müjde kocacım hamileyim demiş bizimki çok sevinmiş ee kolay diil 15 seneden sonra baba olmak, fakat 8 ay sonra işyeri adamı yurtdışına göndermiş adam çok üzülmüş doğumda karısının yanında olamayacağı için ama eli mahkum gitmiş 4 ay sonra geldiğinde ne görsün çocuk zenci, karısına sorunca kadın soğukkanlılıkla cevap vermiş.
Aslında çocuk normal doğdu fakat sonradan benim sütüm kesildiği için zenci bir süt annesi buldum onun sütünü içe içe böyle karardı demiş.
Adamda ben en iyisi anneme sorayım o herşeyi bilir demiş annesine anlatmış. Anneside:
evet oğlum doğrudur sende normal doğdun fakat sütün kesildiği için seni inek sütüyle besledim şimdide boynuzların çıkıyor!
Reha Muhtar'ın konuğu
Reha Muhtar türkiyenin en yaşlı adamını stüdyosunda anahaber bültenine çağırır.
Reha- Efendim bize başınızdan geçen güzel bir anınızı anlatırmısınız.
Adam- Bir gün köyde komşumuzun eşeği kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Eşek gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö burda olmaz efendim. Siz en iyisi bize başka bir anınızı anlatın.
Adam- Bir gün muhtarın kızı kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Kız gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö ayıp oluyor efendim. siz en iyisi güzel anılarınızı boşverin başınızdan geçen kötü bir olayı anlatın bize.
Adam-BİR GÜN BEN KAYBOLDUM!
Temel'in Ataları
Temel bilim admıdır ve bir arkeoloijk uluslararası toplantıya katılır. jopon bilim adamı kürsüye çıvar ve:
-Biz yaptığımız kazılarda 50 m ye kadarindik ve telefon tellerine rastladık demekki bizim atalarımız telefon kullanıyorlarmış temel:
-Bizde yaptığımız çalışmalarda 100 m ye kadar indik ve hiç bir şey bulamadık demekki bizim atalarımız da telsiz tefon kullanıyorlarmış.
Eşşek Kaybolunca
Nasreddin Hoca'nın eşeği kaybolunca arkadaşları üzülmüş ve eşeği aramaya koyulmuştu. Hoca ise bunların arasında:
"Allaha şükürler olsun", diye dolaşıyordu.
Arkadaşları dayanamadı:
"Hoca efendi biz üzülüyoruz ve eşeğini arıyoruz, sen ise şükürler olsun diye adeta seviniyorsun, bu ne haldir." deyince:
Hoca: "Ben eşeğin kaybolmasını değil, eşeğin üzerinde ben olmadığıma şükrediyor seviniyorum, yoksa dört gündür ben de yitik olacaktı
Ramazan
Bayramın yaklaştığı günlerden birinde, iftar sırasında, misafirlerden biri:
"Keşke Ramazan senede iki gelse..." der. Aynı sofrada misafir bulunan Bektaşi ise hemen şu cevabı verir:
"Madem bu kadar seversiniz, Ramazan gider gitmez neden Bayram edersiniz..."
Biletimi Yırtıyor
Sinemaya girip, filmi seyretmek istiyodu. Gişeden biletini aldı. Birkaç dakika sonra gelip bir tane daha aldı. Sonra bir bilet daha, bir daha... Gişedeki görevli dayanamadı; "Karaborsa yapıyorsun galiba. Bu kaçıncı bilet alışın?" Deli; "İçeride bir deli var." dedi.
Dilinizi Çıkarın
Doktor şikayetirıi dinledikten sonra kıza dönmüş:
"Soyunun!" demiş. "Fakat doktor..." demiş kız,
"Hasta olan ben değilim, annem..." "Doktor anneye dönmüş: "Dilinizi çıkarın bakayım hanımefendi..."".
İnanır mısınız?
Bir kadının yatak odasındaki gardrop bozuktur. Evin yanında bulunan istasyondan her tren geçişinde, gardrobun kapağı açılmaktadır
"Bunun için bir gün bir marangoz çağırır. Marangozu yatak odasına götürür ve dolabı gösterir. O anda bir tren geçer ve gardrobun kapağı kendiliğinden açılır.
Wilson Çivileri
Adamın birinin bir çivi fabrikası vardır ve reklam yaptırmak istiyordur. Pazarlamacı bir arkadaşı ile konuşurken arkadaşı "Wilson
Çivileri" diye bir reklam ayarlayabileceğini söyler. "Bana bir hafta ver." der arkadaşı. "Sana bir kasetle döneceğim." Bir hafta
sonra pazarlama uzmanı Wilson'u görme ye gelir. Kaseti videoya koyar ve çalıştırır. "
Romalı bir asker, İsa'yı çarmıha çivilemekle meşgul, yüzünü kameraya çevirir ve "Wilson Çivileri kullanın, onlar her şeyi taşırlar!" der. Wilson çılgına döner ve bağırır; "Senin problemin ne? Bunu asla TV'de göstermezler, sana ikinci bir şans veriyorum, ama kesinlikle Romalılar'ın İsa'yı çarmıha germesi gibi şeyler istemiyorum."
"İkinci hafta pazarlamacı elinde başka bir kasetle gelir. Yine kaseti videoya koyar ve çalıştırır. Bu sefer kamera, Roma'nın
dışından merkeze doğru yakınlaşır ve çarmıha gerili İsa'nın önünde durur. Romalı bir asker yukarı bakar ve "Wilson Çivileri...
Her şeyi taşır!" der. "Wilson kendini tutar bu sefer. "Sen, beni anlamıyorsun, çarmıhta bir İsa istemiyorum. Sana son şans veriyorum ve bir hafta
içinde yayınlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum." der. Bir hafta daha geçer. "
"Wilson sabırsızca beklemektedir. Pazarlama uzmanı yeni kasetiyle gelir. Saçları uzamış, çıplak bir adam nefes nefese
koşmaktadır. Bir düzine Romalı asker de peşinden kovalamaktadır. Tepenin başına gelirler ve askerlerden biri kameraya döner:
"Keşke Wilson Çivileri kullansaydık!"
Papaz
Papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş:
"Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?" Zangoç'ta derin bir sessizlik... İyice köpürmüş Papaz: "Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?"
"Hayır, buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim!" Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun..."
Zangoç bıyık altından gülmüş; "İsterseniz yer değiştirelim, anlarsınız..." Yer değiştirmişler. Bu kez Zangoç seslenmiş: "Kilise için toplanan yardımları kim iç ediyor?"
Papaz kendi kendine söylenmiş:
"Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor."
Melez
Bir gün bir tavşan ormanda neşeyle yürüyormuş.
Derken karşısına tanımadığı bir hayvan çıkmış. "Nesin sen?" diye sormuş tavşan. .
"Ben katırım. Annem eşşek, babam ise bir attır." demiş. Tavşan "Hmm... hayli enteresan." diyerek yoluna devam etmiş. .
Derken yine tanımadığı bir hayvana rastlamış. .
"Peki sen nesin?" .
"Ben bir kurt köpeğiyim. Annem köpek, babam ise kurttur." Tavşan yine "Enteresan..." diyerek ilerlemiş. .
Ancak bu sefer karşısına ne idüğü belirsiz bir hayvan daha çıkmış. .
"Sen de kimsin?" "Ben bir devekuşuyum." "Hasstir len..."
Limon Kalmadı
Karadenizlinin biri bara girmiş. "Barmen bey, Limonsuz bir tekila lütfen" demiş.
Barmen: "Beyefendi, limonumuz kalmadı, kusura bakmayın. Portakalsız versek olur mu?"
Program
Başbakan Temel gazetecilere açıklıyor;
-Programımızı tamamlamak için dört yıl daha istiyoruz!
-Programınız nedir?
-Dört yıl daha görevde kalmak!
Savunma
Bir çift, göl kıyısına tatile gider...
Gölün bazı bölgelerinde balık avlamak yasaktır. Koca, yasak olmayan bölümlerde avlanarak, kadın da kitap okuyarak günlerini
geçirmektedirler.
Bir gün adam balık avlamaktan gelir ve öğleden sonra kestirmek üzere odasına çekilir. Kadının canı sıkılır ve botla gölde bir
gezinti yapmaya karar verir. Bu gezinti umduğu gibi gitmez ve botun hakimiyetini yitirir.
Bot, göl üzerinde serbestçe dolaşmaya başlar. Kadın da yapacak bir şey olmadığı icin çıkarıp kitabını okumaya başlar.
Derken devriyeye çıkmış olan deniz polisi kadını görür ve yanına yanaşır.
"Hanımefendi burada ne yapıyorsunuz?"
"Görmüyor musunuz, kitap okuyorum!"
"Ama bu bölgede balık avlamak yasaktır!"
"Zaten ben de balık avlamıyorum!"
"Ama gerekli bütün ekipmana sahipsiniz, sanırım sizi karakola götürüp ceza kesmem gerekiyor!"
"Eğer böyle bir şey yaparsanız, ben de sizin bana tecavüz ettiğinizi söylerim!"
"Size dokunmadım bile!.."
"Ama gerekli tüm ekipmana sahipsiniz, değil mi?"
Relativite
Bir adam, tanrının doğasını anlamak istiyormuş ve ona sormuş;
"Tanrım, bir milyon yıl senin için ne kadar bir süredir?"
Tanrı şöyle cevaplamış;
"Bir milyon yıl, benim için 1 dakika kadardır." Adam sormaya devam etmiş;
"Peki tanrım, bir milyon dolar senin için ne kadardır?" Tanrı cevaplamış;
"Bir milyon dolar benim için bir pennydir"
Adam dayanamamış; "Tanrım bana bir penny verir misin? " demiş.
Tanrıdan şöyle bir cevap gelmiş;
"Bir dakika. "
Kulaklar
Bir hanımefendi, yıllık kontrol için doktora gitmiş. "Doktor..." demiş.
"Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum. Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte, otobüste,
asansörde, süper markette. Durmadan kaçırıyorum. Ama fazla da şikayetim yok. Kendime hiç sorun yapmıyorum bunu. Çünkü
benim kaçırdığım gazın ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor."
Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine. "Bu haplardan günde üç tane al, haftaya gel, gene beni gör." demiş.
Kadın, ertesi hafta hışımla girmiş doktorun muayenehanesine. "Doktor..." demiş. "Hey doktor... Geçen.` hafta verdiğin haplardan
sonra, kaçırdığım gazlar leş gibi kokmaya başladı..."
Doktor, "Güzel..." demiş.
"Çok güzel... Sinüslerinizi tedavi ettik demek. Şimdi sıra geldi, kulâklarınız üzerinde çalışmaya..."
İki Deli
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce, iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar.
Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu; "Kim o?"
İçlerinden biri kedi gibi miyavladı.
Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı.
Bekçi geri dönüp yine seslendi: "Kim var orada?"
İkinci deli cevap verdi; " Bir kedi daha."